31 Aralık 2007 Pazartesi

ANAARI VE BAŞINDA DÖNEN DOLAPLAR 1

Bu haberi yayınladım,yayınladıktan sonra resimlerin sahibi benim resmimi kullanamassın dedi.Öyle zormuş ki acemi resmi bulmak nereleri araştırdım yok.Selahattin abi resimleri niye kaldırdın dedi,dedimki öyle gerekiyor fakat şimdide acemi resmi arıyorum,dediki bende çok,kursiyerlerimin resimlerini atayım at dedim.
Daha önceki resimde 30 memede 10 tane tutmuş,ve yüzlerce ana üretimi vardı,yukardaki resimdede ilkez larva transferi yapan kursiyerleri görüyorsunuz.İlk olmalarına rağmen bayağı başarı var.Buradakiler arıcı bile değiller,kursa gelmiş tam bir amatör hepside.
Ana arı arıcılık için en önemli konulardan biridir.Burada bir arıcı anlattıgına göre canter kutusuda olmasına rağmen,kutuyla dahi ana üretimini başaramamış gözüküyor.Burada hele yüzlerce ürtim yaptım diyen birini gösteren bir resim yok.Ana arı işi çok pilanlı yapılan bir iştir,burada açık şekilde pilansızlık var nelerdir.İlk önce çıtanın bir altına bakın toplam iki çıta arıya verilmiş 30 meme,arılarda zaten geregini yapmışlar biz ancak bu kadarına bakabildik mesajı vermişler zaten.İkincisi anaarı üreticileri memelere bir hafta sonra gidip bakmazlar,ne yaparlar daha ilk gün tutup tutmadıgı belli olur vakit geçirilmeden boş memeler larvalandırılır.Çünkü zaman o kadar önemlidirki bir kaç posta üretim yaptınızmı sezon biter.Yoksa yüzlerce anaarı üretmek lafta kalır.Zaten anaarıda üretildigi yok,amaç anaarı üretiyorum demek ve anaarı üretenlerin anaarılarını satmaktır.Nasıl olsa şimdilik çok kişli yiyor ama bundan sonra zor olacak.
Bu çıtada iş biraz toporlanmış gibi gözüksede,kovana göz atarsanız 5 çıtalık kovana 90 adet meme veridigini göreceksiniz.Ama anlatıma geldimi en güçlü kovanda ana üretilir fasıfları şöyle olur,bir şürü doğru,işin içine yansımaz.Lafla her şey oluyorda iş gerçege geldiğinde ayna böyle karşınıza çıkarişte.
Oran gayet güzel ilk defa larva tranferi yapanlar,kursiyerlere ait bir resim.
Bu resimde benim ilk larva tranfer resmimdir,25 memeden 19 tane tutmuştu,arşivleri karıştırırsanız bulursunuz.Burada ki daha önceki resimde,anaarı üretimi yapmaya başlamış birine ait bir resim vardı,larvar tranferi yapılmış ve taaa memeler kapanmış,ve vatandaş kafes takmaya gelmiiti.İşte o tür resimler bulmak zor.
Bu kadar geç gidilip birde kafes takıldıgına göre 9-10 gün olmuştur,memelere kafes genelde 10 gün sonra takılır.Ve kafesli üretimler gelende suni dölleme yapılacak anaarılara takılır,normalde anaarı memesini kutuya verip orada çıkması sağlanır,yoksa eşleşmemiş anaarıların kabul edilmemeleri söz konusu hemde oran çok yüksek oluyor.En iyi yöntem meme kutuya verilecek ve anaarı kutuda çıkacak.Bu yazıları niçin yazdıgıma gelnince bir haksızlık ve yalan gördümmü dayamnamıyorumBirde ülkenizi sevin vatan millet Sakarya laflarına acayip takıyorum kafayı.Biri çıkıyor ülkemiz kalkınsın diyor,onu sevelim diyor iyi güzel,seni hiç kimse zorlamadı yüzlerce anaarı ürettim diyorsun oda güzel üretebilirsin,Sonra bir araştırıyorum ki bir sürü anaarı teşvigi kullanmış,yüzlerce anaarı üreten niye anaarı alsınki başka yerden,bunun neresi doğru.Bir yerde bir terslik vaarrr hemde çokkkkk.
Larva tranferi yapıldıktan birkaç saat sonrası bile öğrenilir tutup tutmadığı.Bu bir günlük bir tranfer,cumartesi yaptım pazarki durum bu,tutmayan varsa hemen tranfer yapılmalı,çünkü hele yüzlerce üretim yapacak biri hiç bir kutuyu boşa harcayamaz.Derhal boşları doldurur,anaarı memesi 9-10 gün oldumu kutulara aktarılır.
Bu meme iki gün sonrasına ait,arı sütünü memelere sulu tranferde kullanmak için kullanıldı,sulu transferde tutma oranı çok yüksektir. Yanyana çektimki arı iki günde ne kadar süt veriyor görülsün diye.Kısmetse bu bahar daha profosyenel çekimler yapacağız.
Daha sonra 10 günlük olan memeler çiftleştirme kutularına verilir.
Arıcılar bu tür olayların üstüne gitmeli,bu anaarı destekleri bir çok kişiye nemalanma kapısı oldu.Al 5 ytl ye anaarıyı,devlet 15 ytl sini karsılasın.Ondan sonrada deki ben anaarı ürettim kaça satarsan kar,anaarıcının parasını zaten devlet karşılıyor.Birde Gerçek anaarı üreticileri var,onlarda mağdur,adam kaliteli üretmeye çalışıyor,öbür tarafta,sıradan üretim yapan birde hiç üretmeden fatura kesip faliyet gösterenler var.Şimdi terörüstlere bakıyorum,ülkemize maddive manevi zarar veriyorlar.Şimdi ben vatanımı seviyorum sizde sevin diyenler ne yapıyor evrakla devleti soyuyor.Bu işleri biz arıcılart ortaya çıkarmalıyız,nasıl vucudumuzda bir hastalık var onu tedavi ediyorsak,bunlarıda tedavi etmeliyiz.Tedavi sorunu çözmedimi ne yapıyorlar,gidip ameliyat oluyoruz,urmu kismi ne varsa kesip atıyorlar.Bizde içimizdeki hastalıklarla mücadele etmezsek,çark dönmeye devam ediyor.Bu çarkları durdurmak bize düşer,İnsanlar yaptıklarından hesaba çekilecegi gibi,yapaları gerekenleri yapmadıkları içinde hesap vereceklşerdir.Bu yazıyı okuyan ve bu işleri yapanlar artık bu kadar rahat etmeyecekler,bu tür haberleri kaydediyorum ve arşivliyorum,lazım olacaklar.Zamanı geldiginde kullanılacaklar.Ve sadece kendimde tutmayıp,bir kaç kişiyede saklamaları için gönderiyorum.Bu olayın sadece ufak bir parçası.Böyle bir yerde arıcılar kendi anaarılarını kendileri üretmeliler.En garantili iş budur,hiç kimseyede güvenmeyin bende olsam,işin içine maddi şeyler girdimi hak hukuk bitti.Şimdi devlet ne yapsın siz söyleyin.Yeni bir yalansız yıl istiyorum.
Not birisi benim resimlerimi kullanazsın dedi resimleri kaldırdım

Siyah yazılar eski haberin yazıları kırmızılar yeni eklendi.Kırmızıları parentez olrak düşünün.Haberde isim olmamasına rağmen biri bana yazıldı diye üstlenince,demekki diktigimiz elbise ona tam oldu,başka gocunanda olmadı.

30 Aralık 2007 Pazar

BU GÜN BAYAĞI ENTERASAN OLDU

Arıların uçması güzel,bu sene gene salkımsız gidiyoruz, bakalım sonumuz nasıl olcak.Ben buraya gelmeden önce motordan düştüm ve sol elimi tam kullanamadım bu gün.Pilanlanan işleride yapamadan dönecem,filmin sonunda.
Bu kovandan iki çıta daha alarak sarılmış olan bölümde 4 çıta bıraktım.Daha önce bir sürü çıtaya bal sepmişlerdi şimdi o balları göremedim,en dıştaki çıtalarda bal bırakmamışlar artık yedilermi,üzerinde bulundukları çıtalaramı çaktilar anlayamadım.Artık en kısa sürede yiyecek vermem lazım,bu sene fazla bal yok arılarımda.Şu an itibariyle hepside sağlamlar.
Murat Çakır!ın bendeki en zayıf kovanı,buna bir şey olmazsa ötekilerede bir şey olmaz.Zayıf diye açtım,kulagımı soktu,ummadık taş diye buna derler işte.Körüksüz açarsan böyle olur. Bir ben geldim huu demek lazım dumanla::))
Yanımda götürdüğüm keki kutulara veremedim tek elle çalışmak olmadı,birkaç kovan açıp sarılı yeri gateteyle tekrar sarmam lazımdı.Haftaya elim iyleşirse bu işleri yapmam lazım,artık arıyı iyice kıkıştırmak lazım.Birde beslemeye başlamalıyım tedbirli olmakta fayda var.
Hacı amcanın demesine göre kocayemiş az daha dayansa,bahara kadar burada meyve eksik olmazmış.Can eriklerinin çıkmasına ne kaldı şurada.
Ben sinek dedim,hacı amca yabani arı dedi,artık ne bilemiyorum.Arılar kocayemişe gelmiyordu bir arı gördüm dipte heralde kocayemişin meyvesinden nektar almaya çalışıyordu.
Mevsim kış aylardan aralık 30 ve hala çiçek,eksik olan sadece sıcaklık.
Hacı amcanın arıları görüntüledim Pelitliden ayrılırken.
Artık agızlarını açmış kovanların,benimkiler demekki pires yapmıyor artık::))Düştükten sonra aradan 3 saat sonra eve geldim,elimin yıkanmadan önceki hali.Yıkamadan soyulmuş derileri temizledim,ılık su ve sabunla yıkadım.
Dizime tüm işler bittikten sonra ,dizimde ağrı var ne oldu diye baktım ana dizde yaralanmış.Gönül yarası derlerya,buda diz yarası::))Elimizi yıkadıktan sonra batikonla tüm açık yaraları bir dolaştık,ama bu sırada elim şişmeye başladıartık yumruk yapamıyorum
Hatun hem resim çekti hemde fırçaladı,uslu dur bakayım diye.
Eklem yerinden itibaren şişme var,açıkta durursa enfeksiyon kaparmış.Doktor teramicin veya başka isimde söyledi,sür ve üzerini kapla dedi,Yoksa enfeksiyon kaparmış,enfeksiyonun benimle ne işi varsa artık,bizde sardık bu seferde sarğıya taktı,gazlı bez yada tülben kes,ben yara olan yerlere genelde kağıt mendil veya peçete koyardım daha çabuk kabuk baglar.Şimdi yara olan yere bu peçete yapışacak etrafını kesince al sana kabuk.yoksa çok geç kapanıyor.Doktorumuzda sen hiç peçete fabrikası gördünmü dedi,yok dedim.
Son halim bu,vakit gelmiş olsaydı gitmiştik hemde resmen.Motor kaydı,düşmeyeyim diye kendimi sıkınca daha çok gaz verdim,ve motor sola doğru yattı,yani karşıdan araba gelse istemeyerekte olsa gaz vererek altına girecegiz.İlk sol omzum yere çarptı işin ilginç yanım isteseniz o pozizyonda kafanızı yere degiremezsiniz.Kafa öyle bir çaptıki asfalta hayret,demekki kask çok önemliymiş bunu anladım.Elimdede motor eldiveni olsaydı bu yaralanmalar olmazdı,elimde amele eldiveni vardı.Hayat böyle işte,anlık varsın bir bakmışın vın gitmişin,ya dün konuşmutuk ya az önce burdaydı,falan filan işte.Surat falanda yok 20-25 filandır ranpa çıkıyorum ve virajda oldu,yani istesenizde sürat yapma imkanınız yok,az bir ıslaklık beni yere çarptı.

BENCE KEK OLAYI İYİCE ANALİZ EDİLMELİ

Dün kek yapıp balkondakine vermiştim,sonrada izlemeye başladım,çıkan arıların birinin ağzında şekeri görünce bir alıcı gözle baktımki,minicik şekerleri bile arı dışarı atıyor.
Bu resimde kek yiyen arılar,detaylı bakmıyoruz,resmi incelersek aşagıdaki resim bu resimden kesildi.
Kek yenilirken hemen şeker parçacıkları kenara kadar gelmiş,buradadnda temizlikle görevli olanlar alıp atacaklar,şekerlerin durdugu yer ruşetin içindeki çıta yüksek çözünürlükte çektim yoksa normal resimde şekeri böyle fark edemeyiz.
Buradada açık şekilde baı şekerler görülüyor,alttaki resimde bundan kesilme,belki daha göremediklerimizide atıyorlardır.
O kadar büyütmeme rağmen,bazı şekerleri zor görüyoruz,arının güzü bizden çok üstün.Boradada hem normal resmi attım,gene yüksek çözünürlüklü,bu resmi büyütüp bir yere kopyalayın,resim düzenleyicide dahada büyüyecek,o zaman daha iyi anlarsınız.
Çünkü kek bizdeki kadar başka ülkelerde kullanılmıyor,bu konuyu iyice bir araştıralım.

29 Aralık 2007 Cumartesi

RUŞETİ KEKLEDİK BALKONDA

Bugün evde pinekledim 50 kavanoz bal doldurup,birazda kek yaptım.Yarın Pelitliye bir gideyim iki kutuda orada var,onlarada kek verecem.Son durumlarada bir bakayım nasıl,geçen haftada gitmemiştim. Bu sefer sokmadılar,ama bunlarda salkım filan yok,soğuk havada açtım anında keki sardı,kekin üstündekiler sıkışmasın diye keki deldim kekin üstüne çıkanları orada aşağıya salmak için.Çekimi oğlum Furkan yaptı,içerden:::)))

28 Aralık 2007 Cuma

BALI PARMAKLAMAK KOLAY ÜRETMEK ZOR

YALOVA ARI YETİŞTİRİCİLERİ BİRLİĞİ


Birliğimiz yönetim Kurulu ve arıcılarımızla 26.12.2007 tarihinde Milliyet gazetesinde yayınlanan “Bal Sanayicileri İthalat İstiyor” başlıklı haberi okuduk ve üzüntü ile karşıladık.
Konu olan haberde Balparmak firması kurucusu ve Bal sanayicileri derneği 2. başkanı Özen Altıparmak’ın demecinde; “Temiz ve sağlıklı bal bitti. Piyasayı hileli ve kalıntılı bal işgal etti.” demeci çok üzücü ve düşündürücüdür.


Bal Sanayicileri 2. Başkanı olarak verilen demeçle Bal sanayicilerinin piyasada olan balları sahte ve kalıntılı mıdır? Tüketicilerimize balın özelliklerini tanıtmamız gerekirken, bazı firmaların zamanında yaptığı basitlikle ve zararlı “bizden başka herkesin balı kötüdür” politikaları ile mi hareket etmeliyiz? Daha kaç altın yumurtlayan tavuk kesilecek? Apimondia- Dublin kongresinde Türk Ballarında cloran-fenicol çıkmasının açıklamasını kimse yapmamıştır. Türkiye de kullanımda bulunmayan bu ilacın ballarımızda çıkması şüphe uyandırıcıdır. İthal edildikten sonra, yurt dışına Türk Balı olarak satılan balların ülkemiz ekonomisine ve tüketicilerimize zararları ortada değil midir? Daha nasıl İthalat kelimesi telaffuz edilebilir ki?


Geçirdiğimiz 2–3 yıldır gereksiz spekülasyonlardan dolayı baldan para kazanamayan Arı Yetiştiricilerinin bir başka krizle boğuşmasının faydası kime daha çok olmuştur? 2–3 yılın arıcılarımız tarafından analizinin yapılabilmesi büyük önem taşımaktadır. 2 yıl önce “ballarda kalıntı var ve sahte bal çok” denilerek piyasadan ballar seçilme usulü ile alındı. Üreticiler Ayçiçeği ballarının tenekesini 65–70 YTL/26 Kg. ye sattılar. Bir sonraki yıl Ayçiçeğinde verim %50 düştü. Bu seferde 9000 ton bal ithalatı yapılacak denilerek 100–150 YTL/26 Kg. fiyatlarla bal satıldı. Sadece ayçiçeği balında arıcılarımızın eline geçen parada hiçbir farklılık olmadı. Ama arıcıların can çekiştikleri senelerdeki bal fiyatlarının karlılığının tadı; birilerinin damağında kaldı. Arıcılarımızın ayakta durmaları nasıl beklenir?


Yılın büyük bir çoğunluğunu evlerinde uzakta ve sürekli masraf yaparak üretimde bulunmaya çalışan arıcılarımızı ayakta durmaları ne kadar zordur. İthalat rüzgârları durunca tekrar rüzgâr estirme çabaları mıdır? Rüzgâr deyince Yunan Mitolojisi hatırıma geldi;

Mitolojide Truva Savaşı için Agamemnon’un rüzgâra muhtaç gemilerini hareket ettirmek için kızı İphigenea’yı Artemisi’e kurban etmesi ne kadar üzücüdür. Arıcılarımız daha ne kadar kurban edilmeye çalışılacak, sabırla bekliyoruz. Avrupa bizden Türk Balı isterken, biz insanımıza vasıfsız ithal balları mı yedireceğiz?


Yalova
Arı Yetiştiricileri Birliği
Yönetim Kurulu Başkanı
Mustafa Yıldız


NOT:
Yukardaki açıklama bana mesaj olarak geldi,bende telefon edip yayınladım.
Burada bir açıklama yapmak istiyorum,basın açıklamasında adı geçen ve ülkemizde kullanılmayan ilacı dünyada sadece Çin kullanıyormuş,bu nasıl garipliktirki ihraç edilen Tük ballartından bu ilaç çıkmış.Dün atıp tutanlar buna bir cevap versinler bakalım.

BAZILARI ÇORAP DEGİŞTİRİR SANKİ

Kardeşim bu ne hız yavhu,iki gündede site gümletilmezki.Hocanızamı çektiniz diyecem,o 4 ay sonra sitesini gümletmişti,ne hızlılar varmışta haberimiz yok.Ali Osman usta olmoru böyle::))) Yeniden hayırlı olsun bakalım.



http://pinarhisarlialiosmancalik.blogspot.com/

27 Aralık 2007 Perşembe

HIYAR SERASI


Yazın ağıstos ayıydı sanırım,Gebze Denizliköyü ve bir salatalık serası.İçersi açayip sıcak ve bunaltıcı.Birde içerde çok agır ilaç kokusu var bazı arılarda sarhoş gibi,salata çiçegine konmuş hareketsiz duruyor.

BENDE ALEMCİ TİPİMİ VAR

abi blogunu izliyorum merakına ve araştırmalarına hastayım hele o koca yemiş dediğin ağaçtan burlarda yetişmiyor pürenleri ise hayretle izledim arı birleştirmeni videoda izledim arkadaşlara anlattım hadi yaaaaa dedilerben memleket ve isim................başarılarının devamını diliyorumnot tava tava hamsi kestane kebap falan iyi güzelde masada rakı göremedim muhabbet rakısız olurmu aşkolsun yani.

ŞAŞIRDIMYOLUN DÜŞERSE MUTLAKA AMA MUTLAKA BEKLERİM
MSN adresim.......................10 kovan da arım var ellerinden öperler

Şimdi mesaj bu,ne demek lazım bir yazayım nerelere gideceğiz.Daha önce bu arkadaşla konuşma tanışmamız olmamıştı.Neden böyle bir yazı yazdı diye düşündüm,düşündüm bizim siteleri takip ede ede beni kendinden biri gibi görüyor.Çokta samimi şekilde rakı arıyor.Madem beni bu kadar sevdiğine göre bizde sevdiklerimize bir yazalım.Şimdi adam internetin başında ve herkesin ayrı bir ruh hali var.

Bana göre içki içenler hastadır,durup dururken niye içerki adam.Ve gene bana göre bali ve tiner çekenle içki içenin farkı yok ki.Neden mi?. iki tarafta kafa bulmaya çalışıyor.Adamın kafa üstünde ama herhalde kaybetti ki arıyor ve bulacak.Bu tür kişilere bazen sağlık kuruluşlarından yardım çağrısı yapılır,bize müracaat edin sizleri tedavi edelim diye.Demek ki bunlarda sorun var.Şimdi deliye deli de ben deli değilim der.Belki içenler bizim sorunumuz yok diye bilir.


Olayın bir başka yanı sağlıklı yaşamak.Bölümüne gelirsek,içki bünyeye acayip zarar veriyor.Özellikle karaciğeri bitirmeye devam ediyor beyinde de acayip hasarlar oluşturuyor.Tarım ilacı içsenizde öldürmeyecek dozda aynı zararları verecek beyin ve karaciğere.Hiç bir faydası olmayan,cebimizdeki çoluk çocuğumuzun rızkını çöpe atıyoruz.


Dini yönünü sorarsanız,birde bu işlerin öbür tarafı var.Allah korusun hele içkili ölenlerin imansız gittiğine zamanında fetva verilmiş,bazen bazıları o kişinin cenaze namazını kılmazlar,kılsanızda fark etmez iman yoksa,ben yaptım oldu demekle olmaz bu işler.İman kişinin her şeyidir ahirette,imanınız varsa Allah sizinle muhatab olacak,imansızların hesap kitabı olmayacak.Sen müslümansan Allahın emir ve yasaklarına uyman lazımdı,sen ne kadar uyuyorsun derseniz,eksikliklerimiz çok fazla,en aza indirmek için çaba harcamak gerekli.Allah tövbe edin.Tövbenizi kabul edeyim der,ne kadar günah olursa olsun siler bu onun çok merhametli olduğunu gösterir. Ama aynı hatada ısrarı sevmez.


Bunları neden yazdığımı sorarsanız madem beni seviyor ve değer veriyorsanız sizi sevdiğim için uyarayım dedim.Kimseyi kırmak,aşağılamak,kötülemek için değil sadece beni sevenlere değer verdiğim içindir.Aslında yazılacak ve anlatılacak bu konu hakkında o kadar çok şey varki böyle resimsiz yazıları uzatmak istemiyorum.Yazmaya kalkar samda ansiklopedi yetmez:::)))

26 Aralık 2007 Çarşamba

SENEDE BİR SUCUK PARTİSİ KESİN OLUR::))

Dün gece sucuk işinide hallettim,Sucuk için kıyma ve bir sürü baharata ihtiyacınız var.Bu baharatlar belli ölçülerde olması lazım.İyice yoğrulan kıyma ve baharatlar aslında bir gün dinlendirilir,ben bir kaç saat beklettikten sonra doldurmaya geçtim.Çünkü makinayı bekleyenler şu an sıraya girdiler.
Bu makina bir çok işe yarar,kıyma yapar domates kıyar,ceviz fındık çeker,özelliği çok ama ben sadece sucuk işinde kullanırım,1988 yılı gelen göçmenlerden almıştım.Ve daha sonra bu tür malzemelerin yerini bulmuştum İstanbul Mercanda Polanya pazarı.Oradan yurt dışından gelen bir sürü malzemeyi alıp Bursa'da pazarlarda satmıştım,o zamanlar öyle para kazanmıştımki düğünümü onunla yapmıştım.Gene 20 sene öncelere gittim be.Daha sonra bir kaç arkadaşın malına el kondu,bende o zaman bu işi bıraktım.Polisler diyorki kaçak,kaçaksa filan yerde gidin oraya yok orası beni ilgilendirmez burasına bakarım.Bir dönem geldi geçti kısa sürede çok iyi paralar kazanmıştık.
Şimdi bakıyorumda o zamandan hala bir sürü kullanmaya ayırdığım malzemeler duruyor,dürbün 3 tane bırakmıştım boy boy.Tabanca havye,satranç takımı,Zenit 12XP fotoğraf makinası objektif takılabilir özellikteydi ama debremde kayboldu,ve yılda bir kullandığım bu kıyma makinası.Sert aliminyumdan pas falan yapmaz,beni kesin mezara yollar,o hala kalır gibime geliyor::)))
Oğlum Furkan bu sene makinanın kolunu o çevirdi,foto işleride ondaydı,en az 2 en iyi üç kişiyle sucuk dolumu yapılır.
Burada görüldügü gibi degil yani tek başınıza kesinlikle yapılmaz bu iş,sen ne yapıyorsun derseniz artislik yapıyorum derim.
Filim artık sona yaklaştı,yakında bitecek,yukarda atlanan işlerden biride kıyma baharatlar yogrulup dinlendirilirken,tavada bir parça kıyma kavrulup yenir.Niçin bu yapılır tadına ve tuzuna bakılmak için son rutuştur o.
Görüntü için berbat diyenler oldu,bende onlara miyav de bari dedim.::)) ciger misali.

Sizde bu tür bir iş yapmaya kalkarsanız,10 kilo kıymaya gerekli malzemeyi yazayım bu baharatı biraz fazla olanıdır.100 gr.karabiber,120 gr.kimyon,30 gr.bahar,40 gr.tozkaranfil,20 gr.tarçın,200 gr.kırmızı biber,az çemen bir kaşık kadar.Hazır malzemelerde kaç kiloluk isterseniz sarımsagı bile içinde var,birde doldurmadan kardıktan sonra kullanabilirsiniz,buzluğa atarsınız.Az baharatlı isteyenler kimyon ve karabiberde 20gr geri gelecekler.Sizede afiyet olsun banada::)))

25 Aralık 2007 Salı

KORKMAYIN KAFANIZI SİZDE SOKUN KOVANLARA

Bu kutudaki arıların tam anlamıyle ne ırk olduğu belli degil,Muğla diye umuyorum,hala yumurta attığına görede öyle olmalı.Kutuyu açtıkmı kötü söylüyor,Bende gördüğünüz gibi korkmadan söylediklerine aldırmadan seyrediyorum.Bakalım bahara çıkarsa anayı büyük kovanda bir test edecem.Son turfanda anaarılardan pekte kaliteli şekilde üretilmedi.Zaman itibarıyle çok geçti ekimin sonlarında eşleşmişti.

23 Aralık 2007 Pazar

KURBAN BAYRAMININ SON GÜNÜYDÜ

Bayramın son günü Pelitli köyüne gitmeyi düşünüyorum.Hem hacı amcayı ziyaret hem arılara bir göz atardık,ama gelip gidenlerden anladımki bayağı yaşlanmışız be.Eskiden ziyaret eden falan olmazdı,biz giderdik,şimdi bize geliyorlar hayret.
Bende balkondakine bir ziyaret gerçekleştirdim,gerçi gece Murat Çakır la rahatsız etmiştik hemde hiç ikramda bulunmadan.Kutuyu açınca ilk resim buydu.
Daha önce verdiğim polenleri yavaş yavaş alamaya devam ediyorlar.
Hatta en geride iki çıtaya arı basmıyor alayım boşları dedim,olmadı çünkü polen ve bal atmışlar.
Bu arada ne kadarda duman versen faydasız saldırıyorlar,fakat yüzümde surat maskesi var.
Hemen kutuyu açmadan hazırladığım donmuş balı ikram etmeye başladım yoksa tepemize çıkmaya başladılar bile.
Saldırgan arılara bakarken biraz daha rahat etmek isterseniz onları boğazlarıyla baş başa bırakın.
Bir kaç yere bal sürdüm,saldırmak için tam fırlayacak odane bal,sizi bırakıp bala dalıyorlar,bu yöntemi yazında kullanabilirsiniz.Sıpreye koyduğunuz şurubu saldırgan arıya püskürtün saldırganlığı azalacak onlar şurupla meşğül olurken ne yapacaksanız en kısa sürede yapıp kapatacaksınız.
Balkonda tam saymadım ama 50 tane civarı arı ölüsü birikmiş.Şuraya bakın bir gıdım arıdan bu kadar ölen oluyor,demekki kovanlarda miktar nedir. Bal verildikten sonra savunma tebbirler artırıldı ,devriyeler her şeyi kontrol eder oldular.
Balıda yedilerye başladılar hareketlenmeye daha önce az hareket vardı.Bu sırada resmin sol üstünde enselenen bir arı var,bayağı izledim,yabacı arı geldimi havada saldırıyorlardı.Bu resimde azcık polenle gelen bir arı giriş deliginde içeri girmek üzere.
Ayakları tam dolu polenle gelenler vardı onları bir türlü çekemedim,iki üst resimde az polenleri enseleye bildim.
Bir ara baktım yabancı bir arı kutuya girmek için dolanıp duruyordu.Bende giriş deligini iyice daralttım.
Kutuyu ilk açtığımda çektim bu filmi.Makinayıda düşük çözünürlüge ayarlamıştım az yer tutsun diye tüm resimleride aynı ayarda çekmişim,aslında filim çekimi için düşük ayara alınmıştı.Çekim yaparken daha bal falan vermedimya,arılardan biri objektiften içeri girmeye çalışıyordu.Hemen çekimi bıraktık ikrama geçtik.


Ballara nasılda yumuluyorlar,aralığın 15 şinde kapalı yavru vardı ve beni iki yerimden sokmuşlardı.Bu sefer çıta çekemedim.