30 Ocak 2008 Çarşamba

SON DURMLAR BÖYLE

Bu sene en soğuk geceymiş.Sabah işe gitmek için dışarı çıktım her taraf donmuş,ve halada soğuk devam ediyor.Bu fotoğraf iki gün öncesinin gece yağıyor sabaha eriyordu,şimdi birz zor erir.Yağış devam ediyor soğukta.
Geçmişe bir yolculuk yaptıran,Pırpır denen araç, bizim Ülkemizin malıydı bu.Niğde'deki köyünden Bursa'da ticaret yapan babamın yanına gelmişim okul tatilinde,yazları bursa okul açıldımı Niğde Bor ilçesine bağlı köyümüze.O zamanlar adı CÜCÜ,şimdi BALCI köyü.Yıl 75-76.
O tarihlerde araba çok az Amerikan şavrole taksiler,İtalyan Fiat marka 124 ler.daha sonraları Fransızların Reno pinek tipleri.Kamyenettede 100 lük ve 200 lük dodgeler.Ve ilk defa ürettiğimiz pırpırlar var arçelik adı altında,birde Anadol taksi ve kamyonetler.Resimdeki pırpır denilen arçelik 1 ton yük taşırdı,Araba alabilkmek için fabrikalara sıraya girilirdi,sıra 4 - 5 ayda gelirdi.Eski Türk filimlerinde raslarsınız,şimdi faal olanları çok az bunların.
Benim üzüldügüm bu araçlara patent alınmadı.Yabancıların baskıları sonu bu araçların üretimi durduruldu.Ülkemizde o kadar araba var hiç biri bizim degil.Bunu Koç gurubu üretmişti,şimdi bakıyorum ülkenin en zengini Koç ve Sabancı.Bunlar ülke gelecegine zamanında yatırım yapmadılar.Bırakın arabayı Motorsiklet bile üretemiyoruz.Bizim zenginler marketler zincirleri kurup,süt ,yogurt yumurta satarlar,para bu işlerde.Amerikadaki ileri gelen zenginlerde devlete füze yaparlar uçak yaparlar dünyaya tam hakim olalım diye bizim farkımız burada yatıyor.Bu durum beni hep kahretmiştir.Üzülmekten başkada elimde gelen bir şey yok.Benim için insanların nerelere para verdikleri çok önemli,paralarımız nereye gidiyor ve kimlere destek oluyoruz,ülkeyi seveceksen sevgi burda,illede içeceksen yabancı sıgaraya para vermeyeceksin,bir ara araştırmıştın 7-8 sene öncesi sadece yabancı sıgara ve içkiye verilen para 7 milyar dolardı.Gene iyice efkar bastı,bu kadar yeter.
Küçük oğlum Furkan Emre,ben kekleri yaklaşık 450-500 gr lık porsiyonlara ayırıyorum.Furkan'da poşetleyip kalorifer petekleri üzerine koyuyorki yumuşasın diye.Karnesini aldı maşallah hepsi 5,babasına hiç çekmemiş ben ilk okul birinci sınıfa üç sene gitmiştim::)))Ama suç bende degil benim seviyeme çıkamayn öğretmende diyebilirim.Zatende kesin öyledir.::)))
Not.Enişte olmak zor,küçük kayınçom Müço bazen kapağı bizim eve atar.Nasıl olsa Aliciğin çiftligi var,birde kap interneti::)))

Yumuşamış kekleri sert zemine koyuyorum,pastaneden aldıgım derin olmayan bir kurabiye tepsisini yerdeki kekin üstüne koyup üstüne çıkmamla işlem tamamdır.Tepsi içindeki boşluğa yayılan kek tam örtü bezi altına sığacak hale geliyor,kalınlık 1 cm filan.Havalar açtımı kontra ataklara başlayacağmı,inşallah kayıpsız çıkmayı düşünüyorum.Hafta sonuna hava ısınacak diyor ama bakalım mevla neyler,neylerse güzel eyler. Demiş Yunus emre.

29 Ocak 2008 Salı

EĞİTİM ŞART,AYRİYETEN GEREKLİ

Sabah,sabah eğitime başlandı,burada doktor emlakçı Salih abiye diyorlarki sen yolu bilmiyorsan biz öne geçelim,neymiş sen fazla dolaştırıyorsun.Herkes gülüyor.
Burada arılıktan görüntü eğitimi var,gayet mulu gözüken biri.Yazın gelip bir dursana ,elini bir arı soktu,yok bu kadar şitide bugün böyle olduda.Varsa dizinde yara göster,bak egitimi uygulayanlar,gösteriyorlar.
Burada ben eğitime harfiyen uyuyorum,açken nasıl yer gibi gözüküp,tok gibi durulur uyğulamalı görüyorsunuz yukarda hemde doktor kontrollü.
Yemeyecek gibi duranlara bakıp aldanmayın,ekmek garantiye alınmış.Gözlerin başka yere kayması bekleniyor.
Ara vermeden eğitim işlerine devam,burada Halil foto nasıl çekilir uyğuluyor.Bu arada Kadıoğlu götürmeye devam ediyor.Fırsatın kazası olmazmış kaçırmamak lazım,böyle eğitimleri.
Büyük şef,önündekileri pas geçip,sanki kardak kayalıklarına
sorti yapıyor. Kütük imha görevlisi Mustafa Kabaoğlu,ve bazı vatandaşların güvenlik sınırlarını zorlayan,bakışları illede görüp öğrenecekler.Bu egitimlerin etkisi çabuk görüldü,yaz gelmeden uygulamalı kütük hastaları türemeye başladı.
Eğitimde herkes mutlu,bu mutlulukları okumakta bir eğitim.
Minik mert,amca ve babasıyla eğitime gönüllü katılanlardan,ne zaman foto çekecegimi görse gülüyordu bunu özellikle o görmeden çekebildim.
Doktorum yemek masasından kalktıkya,beni azat etti.Ama bir kaza olmasın diye yemek yenen yerin olarda bekliyor.Biri eğitimini bozmasın diye heralde.
Gene akşam olmuş,bir suru soru cevapsız kaldı.Dün akşam Fatih Kayseri'den,Muhteşem abi İstanbul'dan bana filim nasıl kesilir öğretmeye çalışıyorlar.Gene başaramadılar,hep böyle birlikte oluruz akşama kadar ve bir tonda soru var.O zaman bunlar neden benim ve başkalarının aklına gelmezki.Gir bir internete ne sorunun varsa uyğulamalı eğitimde gör,uzaktan eğitim olmuyor.Uygulama gerekliiiiii.İnşallah bir dahaki egitime gene sorular cevapsız kalmaz,hepsini eğitime gitmeden yazmazsam görün.

28 Ocak 2008 Pazartesi

BİR TERCÜME DAHA,PAYLAŞIM İÇİN TEŞEKÜRLER

Yetiştirilen kraliçe arıların kalitesi arıcıların bu işe adım attıkları ilk andan itibaren başlar. Bu nedenle, arıcıların en iyi kalite kraliçe arıyı temin etmeleri ya da en azından kullanmış olduğu sistemden üretilenin kalitesini belirleme konusunda bazı basit tavsiye ve gözlemler vardır.
Aşılama aletinin çeşidi aşılamayı etkileyecektir. Aşağıda, soldaki fotoğraf; Çin aşılama aletini, sağdaki fotoğraf ise benim kullandığım el yapımı bir aşılama aletini göstermektedir. Fotoğraflar ölçüt olarak tutulmadığında, el yapımı aşılama aleti Çin aşılama aletinden daha küçüktür. Bu nedenle, el yapımı aleti kullanarak ben daha genç larva aşılayabiliyorum. Larvanın yaşı kraliçenin gelişimini etkiler ve genç larva kullanımı kraliçedeki ovariole sayısını da etkiler. Aşılama için biraz daha yaşlı larva kullandığımda yeni yumurtadan çıkmış larvayı kullandığım zamandan daha çok kabul oranı görüyorum.(yaklaşık 10 saatlik yaş) bunun için açıklamam; basitçe benim aşılama becerim ve tekniğimdir. Genç larva çok daha hassastır ve bu nedenle aşılama işlemi süresince hasara daha elverişlidir
Yukarıda da belirtildiği gibi aşılama zamanındaki larva yaşı önemlidir. Ben 24 saatten daha küçük olan larvaları kullanmayı tercih ediyorum. Aşağıdaki fotoğraf böyle bir larvanın bir yumurtayla karşılaştırıldığındaki boyutunu göstermektedir. Larvanın boyutu - özellikle de baharda- yaşı için zayıf bir belirteç olabilir. Sıklıkla koloni kuluçka yuvasını genişletme işlemindedir ve kuluçka yuvasının kenarındaki larvalar boyutlarına göre doğru yaşa gelirler; ama aslında göründüğünden daha yaşlı olabilirler. Bazen kuluçka yuvasının çevresindeki larvalar göz ardı edilir, özellikle de koloni ani hava değişimi ve ihtiyaç nedeniyle stresliyken. Bu nedenle , ben kuluçka yuvasının merkezinde larvalara dayanıklı çerçeve kullanmayı tercih ediyorum; muhtemelen yerleştirdiğim boş çerçeveden bir tane-1 hafta veya daha önce.
Böyle genç larvayı aşılamak için, yukarıda gösterildiği gibi daha kolay genç larva transferi için ilk hücre kutusunu seçerim. Hücreleri kullanıma hazırlamak için koloniye diğer yeni aşılanmış hücreleri koymamdan hemen sonra temizleyecekleri arısütü bir madde kullanıyorum. Hücreyi kullanıma hazırlamak için kullanılan kağıt ayrıca aşılama işlemi süresince larvanın su kaybetmesini de engeller.
Kraliçe arı hücresinin tabanı, işçi arılar tarafından kapatıldıktan sonra arı sütü ile doldurulur

Hücreleri oluşturmak için yapılan tüm iş ve çabadan sonra, üretilen hücrelerin kalitesini nasıl belirleyebiliriz? Benim hücrenin kalitesini değerlendirmedeki yöntemim; hücrenin genel boyutundan ziyade hücrenin içindekileri değerlendirmektir. Yetiştirilen kraliçe genellikle yüksek miktarda arısütü madde ile beslenir ve hücrelerin kapandığı zamanda gelişimi neredeyse tamamlanmış olur. Eğer plastik kraliçe hücresi kullanılırsa daha sonra hücrelerin içindeki ekstra arısütünün -hücre kapandıktan hemen sonra- miktarını ölçmek kolaylaşacaktır. Aşağıdaki fotoğrafta; yeni kapanmış kraliçe hücresi oldukça ekstra peltemsi maddeyle kaplıdır. Bu kraliçe arı hücrelerinin kalitesi hakkında iyi bir göstergedir; çünkü kraliçe arı ile işçi arı arasında beslenmeden doğan büyük bir fark vardır. Dıştan görünüşü ayrıca üretilen hücrelerin kalitesiyle ilgili fikir edinilmesini de sağlamaktadır.

Not.Selahattin Güney tarafından tercüme ettirilip yollandı kendisine teşekür ediyoruz.Önemli olan paylaşım,her taraftan degişik tercümeler geldi,birini de önceki tercümenin altına ekledim.Bilmedigimiz bilgiler vardı iyi oldu.Birde bu sitede kullanılan suni dölleme cihazı bayağı basit yapılmış.Ben bile bir sürü ekleme yapabilirim cihaza,daha kullanışlı olur.

MİLLER METODU ANAARI ÜRETİMİ

Yolunu şaşırıp bana kadar gelen bir resim daha::))) Muhteşem abicim benim,saolasın teşekürler ediyorum.Resim bulamıyorum diyordum miller meteoduyla ilgili,ben aramadan kendisi geldi bu sefer.O kadarcık çıtaya tele takmasaydın bari desem bozulur filan güzel olmuş güzelll::))).
Bu resim sayın Ahmet Hancı tarafından yollandı teşekür ediyorum.Peteklerin kenarları sırf anaarı memesi dolacak.Miller yöntemiyle alakalı bir resim,şimdilik idare edin.



Bu gün bir soru geldi.Ruşete verilen anaarı memeleri neden kesilir diye,beni burası pek ilgilendirmedi.Memeleri nereden verdin dedim,oğula giden kovanlardan vererek anaarı üretiyormuş.
Ben buraya dikkat çekmek istiyorum.Modern arıcılıkta oğul egilimi olan kovanlardan anaarı üretilmez.Nedeni oğul bana göre bir hastalıktır.Siz kovanınızı bal zamanına ayarlamaya çalışırken bir bakmışınız arı oğula gidiyor.Artık o kovana ne yaparsanız yapın boşa çabalarsınız,bunun nedeni oğula giden arılarıdan alınan anaarılardır.Yani bu arının genine işlemiş ikide bir oğul vermek.Tabi bal veya nektar akımı diyeyim başladıgında kovanda bal yapacak nufus kalmayacak ve sezonu pas geçeceksiniz.

Bir sohbette Devrim hocamız dediki,Amerikada adamın 300 kovan arısı var ve bunu hobi olarak yapıyormuş,yani adamın başka işleri var,boş vakitlerindede 300 kovana bakıp para kazanabiliyor.Bu kadar kovana hobi olarak bakılırmı evet bakılır,arının oğul verme eğilimi bitmiş,ne yaparsan yap arı oğul vermiyor,versede 300 kovanda bir kaç taneymiş.Arıcıları hem uğraştıran hemde bal veriminden düşüren oğul egilimi için oğula giden arılarımızın memelerini bir başka kovanda veya ruşete alarak anaarı üretmeyelim.Burada arının kaliteli olup olmadıgı belli değil hangisi oğula giderse hemen memeleri topla bu yanlış.


Çok basit anaarı üretme yöntemleri var,burada anaarı üreteceğiniz kovanı siz belirliyorsunuz,Arılığınızdaki en iyi kovandan anaarı üretebilirsiniz.Miller yöntemi,larva tranfer edemem diyenler için bir yöntemdir .Fakat öğlenden beri bu yöntemle ilgili resim arıyorum yok,olanlarda bence yeterli değil



MİLLER MOTODU

Bu metotla V şeklinde veya uç tarafı üçgen olacak şekilde kesilmiş temel petekler kullanılır. V veya ucu üçgen kesilmiş peteklerden dört parça bir çerçeveye yerleştirilir. Bu çerçeve damızlık kovandaki ana arının yumurtladığı yere verilir. Şurup ile beslenen bu kovanda işçi arılar süratle bu petek parçalarını kabartarak ana arının yumurtlamasını sağlarlar. Yumurtlamayı takiben buradan alınarak özel hazırlanmış ana arı üretim kovanına konulan bu petekte çok uygun halde aynı yaşta genç larvalardan ana arı yetiştirmek mümkün olur. Üretim kovanında peteğin kesilmiş V,W kenarları boyunca çok sayıda ana arı memeleri geliştirilir. Bu memelerin ana arının çıkmasına yakın bir zamanda tek,tek kesilerek kuşet kovanlara veya yapılan bölmelere dağıtılır.


Bu yöntemde boş bir çerçeveye yaklaşık 5 cm. boyunda ucu üçgen şeklinde kesilmiş temel petek parçaları takılır ve güçlü bir kovanın merkezi bir yerine yerleştirilir. Bir kaç gün sonra petek parçalarında kuluçka çalışmaları başlayınca koloni ana arısı alınır ve bu çerçeve üzerinde doğal ana arı yüksükleri yaptırılır.

Baharda bu yöntemide bir deneyip resim ve filimlerini çekmeyi düşünüyorum.Kitaplarda ne kadarda yazsa insanlar görmediklerini uygulamakta zorlanıyor.


Not.Olarakta önemli detaylardan biri anaarı yaptıracağınız kovana hazır yumurta veriyorsunuz.Burada larva yaşlıdı gençti diye düşünmenizede gerek yok.Yumurtalar çatlar çatlamaz işçiler hemen anaarı olacak larvaları besliyorlar ve kaliteli anaarı üretmiş oluyorsunuz.Larva tranferinden daha iyi bir yöntem aslında.Larva transferinde larvaya zarar verme şansınız var burada o olay yok.Doğal bir anaarı üretme yöntemi aslında.Anladığınızı umarım bir not yazmak için bile bir sürü detaya giriyorum.

Bir kaç resim var konuyla alakalı .M.Emin Önal'ın blogunda.


http://eminadali.blogspot.com/2007_02_01_archive.html

26 Ocak 2008 Cumartesi

HAVALAR 3 GÜNDÜR SOĞUDU

Haberi yayınladıktan sonra bir resim daha geldi.Oda arada kaynamasın,Oktay'cım rahatlamış gözüküyor,kütük kovanına kavuşmuş . Modern kütük sehpasıda var görünürde.Hayırlı olsun Oktay'cım oraya giren oğul bayram etmezmi be?.
Bu resim 4 gün öncesinin olması lazım,kekleri atıp duruyorlardı biraz sıvı vereyim dedim bal sulandırıp verdim.Biri o esnada kolumdan sokmuştu,iyilik etmenin devamlı bedeli olmuştur.Etliye sütlüye karışmazsanız başınıza hiç bir şey gelmez,ama bir kazancınızda olmaz.

Sıvı beslemesi öğlen yemege lediğimde yaptım,fazlada veremiyorum 400 metre yakınımda belkide o kadar mesafe yok 4-5 arı kovanı var bir öğrenirlerse kutuyu çökertirler.Ağzılarına dayadık dışardan uçup gelen yorgun arılar şurubun içine düşmeye başladılar.Bende hemen kapağı mermerin üzerine aldım o esnada kapak arayıcısına yakalandık.Alicik bende o kapagı arıyordum,daha alalı kaç dakika olduysa,al arıların önünde beni soktular zaten dedim::)).Doğru işe vin hahah .

Yaklaşık üç gündür çıkmıyorlar meraklandım bunalara ne oldu diye bu gün öğlen yeniden bir bakayım dedim,faliyete devam ediyorlar.Kek az kalmış.Fazla rahatsız etmeden 3-4 resim çekip kapattım.

Bu resimdede az bir arının içindeki rutubeti görüntüledim,bence kovanda rutubet olmalı,kim ne derse desin.Rutubet olmadımı larvalar kurur.

Çok hoşuma gitti ama benim değil.Dandik bir şey de değil A kalite haa.

Arabası şu an bende emanet,arasıra çalıştırıp aküsü bitmesin diye içinde beklerken torpidoda buldum,kendilerini Almanyaya uğurladık,sabiha gökçen havaalanına bıraktık araba bende.

İki malzeme bir pakette ama tornavida takımı nereye takılıyor hala bulamadım.Arabada mak gevirmı diyorlar ne onun çakısıda var,bunun yanında o sıfır kalır be.

En sonunda bu kadar oluyor.Takım hastalarını kesin hasta etmiştir benim gibi.

Her akşam 5-10 dakka sığırcık şov var,şahane hareketler,canlı be,herkeste alışmış camlara diziliyoruz.

Tek tuaf olan benim resim ve videolarını çekiyorum kuşların,bazen filaşta patlıyor,küşlar içlerinden bir şey dermi bilmem.

Bahar oldumu buralarda bir tane kalmazlar hayret nereye giderlerki.

Bazen öyle güzel resimler oluyorki,dijital makinanın bu yönünü sevmiyorum basınca çekmiyor.Odaklanacak sana hazırım işareti verecek,o pozisyonlar kaçıyor.


Gene akşam olmuş be,bakın güneş batıyor,hayırlı akşamlar.

ANAARI ÜRETİMİNDE YENİ İNCELİKLER

Ali bey; ben kendimce bir çeviri yaptım. “Transfer aleti transfer prosedürünü etkiler. Soldaki resimde Çin transfer aleti ve sağda benim kullandığım el yapımı transfer aleti.Resimler ölçekli olmadığından ,el yapımı transfer aletinin ucu çin aletinden daha küçük gözüküyor. Genç larvaların transferi için el yapımı olanı kullanıyorum.

Larvanın yaşı kraliçenin gelişimini etkiler ve genç larva kullanımı kraliçedeki ovarioles sayısını etkiler. Bununla birlikte larva transfer yaşının karlılık ve zarar durumuna bakılmalı. Biraz yaşlı larvaları transfer ettiğimde ; yeni çatlamış larvaların transferinden( 10 saatten daha küçük larvalar) daha yüksek kabul oranı elde ettim. Benim bu konuya açıklamam larva transfer becerisi ve tekniğinle açıklanabilir.Genç larvalar çok daha naziktir ve bu yüzden transfer işlemi sırasında çok daha zarar görebilirler.Bahsedildiği üzere transfer anındaki larva yaşı önemlidir. Ben 24 saatten daha küçük larvaları transfer etmeyi tercih ederim.
Tranferde biz kolay diye Çin kaşıklarını tercih ettik.Daha öncede duymuştum şimdi buradada aynısı tekrar ediliyor.Tığ veya yapma kaşıklar larvalara daha az zarar veriyormuş.Zaten Çin kaşığında larvayı ilk harekette bırakamazsanız,hemen başka bir larva alın,yoksa arılar onu sakat olduğunu anlıyorlar.Fakat daha önce bir resim paylaşmıştım,yabancı bir siteden,petegi traşladıgımız zaman kaşığa bile gerek kalmayacak,kürdanla yapacağız bu işi.

Aşağıdaki resim bu tarz bir larva ve yumurtanın karşılaştırılması.

Özellikle baharda larvanın boyutu larvanın yaşı hakkında zayıf bir göstergedir. Çoğunlukla koloni kuluçkalıkta genişlemedeyken ;kuluçkalığın dış kenarlarındaki larvanın boyutu yaşını doğru gösterir. Fakat gerçekte; göründüklerinden daha yaşlı olabilirler. Bazen kuluçkalığın çevresindeki larvalar iyi beslenmemiş olabilir. (özellikle koloni besin kaynakları ve sıcaklığın ani değişmesiyle strese girmişse) Ben kuluçkalığın merkezinden; güzelce kaplı bir çerçevedeki genç larvayı kullanmayı tercih ederim ; Belki birini de bir hafta veya daha önce kovana koyduğum boş bir çerçeveden alırım.Böylesi bir genç larvayı transfer etmek için yukarıda gösterildiği üzere ana çanağını kullanıma hazırlamayı tercih ederim.

Burada anlatılmak istenen,en iyi larvanın 10 saatten aşagı olması,ben onu anladım.Hem kalite,hemde tutma oranı yükseliyormuş.Hatta en son Adem Erdem abinin bir iddiası vardı,anaarıyı yatık yumurtadan yaparsanız daha kaliteli olur diye daha denemedik.Fakat daha önce Alley metodunda yumurta tranferi beni mafetmişti,yumurtaları işçi arılar taşıyor.Benim bilmedigim bir başka şey daha anlatılıyor,baharda siz larvayı minicik görürsünüz ama o larva beslenmediginden ufak yaş olark bir kaç günlük demek istiyor.Onun için bu gibi hataya düşmemek için tranfer edilecek larva kovanın tam merkezindeki çıtalardan seçilmeli.Buna özellikle vurgu yapılmış.
Transfer sırasında göze koyduğum arı sütü; ana gözleri koloniye verildikten sonra arılar tarafından temizlenecek. (Transfer sırasında arı sütü kullanımı; larvanın kurumasını engellemeye yardımcı olur.)Bütün bu çalışmalardan sonra ana gözleri asıldı. Üretilen ana gözlerin kalitesini ne belirler?Benim yaklaşımıma göre hücrenin kalitesini hücrenin boyutundan ziyade içinde ne olduğu belirler. Gelişmekte olan kraliçeler çok miktarda arı sütüyle beslenir ve neredeyse göz mühürlenmeden önce beslenmeyi bitirir. Eğer plastik ana gözü kullanılırsa; göz mühürlenmeden hücrenin içindeki ekstra arı sütü miktarını tayin etmek kolaydır.Aşağıdaki resimde çok miktarda arı sütü içeren; yeni mühürlenmiş ana gözü görülüyor. Kraliçe ve işçi arasındaki boyut farkı ana gözünün kalitesi hakkında iyi bir göstergedir.Dış görünüş aynı zamanda üretilen hücrelerin iç kalitesini de gösterir. Baharla birlikte nektar akımının başlamasıyla ana gözlerinin rengi açılır ve gözlerin dış yüzeyinde dokumamsı bir yüzey oluşur. Resimde bakıcılar tarafından mühürlenmiş ana gözünün arı sütüyle dolu olduğuna dikkat edin.”

İşaretli kısmın sütle dolduğunda anaarı kaliteli olacak deniliyor bende tercümelrden yaptığım tercümeye göre.Daha önce bu nikotun resmini yayınlamıştım,bir kaç haber öncesine giderseniz içi iki günde sütle doldurulan anaarı suni yüksügünü görürsünüz.Yani işaretli bölüm sütle dolmalıymış.
Burada Anaarı memelerinin dış yüzeyine dikkat çekiliyor,daha öncede okuyup duymuşunuzdur.Bir kovandaki memeler iptal edilecekse yüzeyi düz olanları iptal edip,böyle daha kalın ve pütürlü olanlardan bırakacaktık.Ayrıca ilk defa bu şekilde bir anaarı üretim çıtası gözrdüm bunun başka özelligi nedir bilmiyorum.
Resimleri bu siteden aldım.Yani ekrandan makinayla resimledim.
Tercümeyi yapan kardeşimize teşekür ediyorum sağ olsun.Birde Selahattin abi yollayacam bekle dedi ama iş aşagı yukarı anlaşılmış oldu.Anaarı üretecekler bunları şimdiden kafanızın bir köşesine yazın,bu detaylar önemli.Bende yazıdan alacaklarımı alıp,size yardımcı olmaya çalıştım.Siyah yazılar tercümeler kırmızılarda benim ilavelerim.
BAŞKA BİR TERCÜME DAHA
Ali bey,
Bloğunuzu ilgiyle izliyorum. tabiiki H. Bilenide. H.B. diyorki "Bu yazıyı çevirelim." Çeviriler çevirenin yorumuna göre değişirmiş. Yazıda özetle: ana arı yetiştirmeye etki eden faktörler anlatılıyor. 1)Kullanılan larva transfer kaşığının yapısı 2)Larvanın yaşı 3)Transfer edilen hücrenin yapısı 4)Larva peteğinin kovandaki yeri 5)Larvanın beslenme miktarı (süresi)
işaretli yerdede: Not kraliçe arı hücresi bakıcı besleyici (hemşire) arılar tarafından mühürlendikten sonrada hücre tabanı hala rojal jell'le dolu
Not:Çevirinin tamamını kendi bloğumda yayımlayacağım. tabii bilgisayarda sıra bulabilirsem.
Kolay gelsin
NOT.Demekki her evde bilgisayar sırası var::)))

25 Ocak 2008 Cuma

YENİ BİR SİTE DAHA AMA YABANCI

http://www.latshawapiaries.com/insemination.htm http://www.latshawapiaries.com/semen_storage.htm http://www.latshawapiaries.com/semen_collection.htm
http://www.latshawapiaries.com/drone_preparation.htm
http://www.latshawapiaries.com/q-rearing_basics.htm
http://www.latshawapiaries.com/

Trakyalı Şenol kardeşim attı linkleri,kendisine teşekürler.Genelde süni döllemeyi anlatıyor ama hepsi aynı sitenin sayfaları,fakat beşişici sırada anaarı memelerinde sanki bilmedigim bir datay var,resimdede özellikle işaretlenmiş,yabancı dil bilenlerin tercümesine ihtiyaç var.Anaarı üretme çıtasıda daha degişik,buradaki amaç besine ihtiyaç duyan genç işçilere hemen buradan ihtiyacınızı alınmı deniyor acaba? dil bilenlerin yorumlarını bekliyorum.

SÜSLÜ BLOG İSTEYENLER NEREDE?

Son günlerde yoğun arka plan resmi ve süslü günlük talepleri nihayet kesildi.Bakanlık olarak gereğini yapıp bakmayıp bir yazı yamamız yetti.Konu blog bakanının bir genelgeyi jan jancılara açmasıylada noktalanmış gözüküyor.İşin ilginç yanı şimdiye kadar soru sormayanların gene bana takılması,abi bir şey sorabilirmiyim? deyip gülücük atması.Hele birinin algılaması dahada ilginç oldu,abi genel kurmay gibisin,töbe töbe.İşin ilginç yanı bu talepleri ikide bir gündeme taşıyanların sitelerinde tık olmaması.Bir başka ilginç olay sayın doktorumuz bu iş için gördüğüm kadarıyla hazır bekliyor olamasıymıştı.

Sayın blog bakanımız birde aynaya bakın diye eklemiş ben aynaya bir baktım,bir resmi sileyim derken 4 aylık siteyi silmiştim.Yani dört aylık blogunuz var, bu blog İngilizce kimseyede fazla yük olmak istemiyorsuz,fakat işin içindende çıkılmıyor.Şimdi günlükler Türkçe ve haber yapacak kişilere zor bir yanı kalmadı.Gereksiz çok basit işler içinde kimseyi uğraştırmadım ben.Blog bakanının yazısından benim çıkardığım ders sanki o her şeyi paylaşıyor biz paylaşmıyoruz gibi bir durum çıktı ortaya.O yazıyı biri ben olmak üzere toplam üç kişinin yükü hafiflesin diye yazmıştım.

24 Ocak 2008 Perşembe

BALKONDAKİLER

Balkondaki arıya kek vermeden önceki resimlerdeb biri.Bu kutuda bana kalırsa yarım çıta falan bir arı olabilir,çıtalar ufacık,içini bir türlü karıştıramıyorum sokuyorlar,daha önceleri baktım kapalı yavru vardı,hemde kışın ortasında.Buradan aşagıdaki resimlerde en son kek verdikten sonraki çekimler.
Kekleri atıyorlar diyorumya.Burada keki biraz fazla kaptırdım gibime geliyor,ihtiyacın çok üstündeydi,kaç gündür hala bitiremediler bir taraftan ayıyor bir taraftanda yiyorladır.
Artık rahatça örtüyü açıp bakıyorum.Bir naylon koydum örtü olarak,ben onları görüyorum, onlarda beni görüyor ama artık bana ulaşıp sokamıyorlar.Resmin sol altında tıkalı olan yerdede başka bir musluk var,bu kutunun bölmesi var.Yazın iki anaarı barındırıyorum.Tıkalı yerin altında bir parça var vidalı dönerek gelip arıların musluğa girişine yardımçı oluyor.
Kutuda kovan içi şartlarda oluşmamış olabilir.Nufus çok az,keki ye,ye bitmeyince gına gelmişte olabilir.Şimdide at at bitmiyor.

23 Ocak 2008 Çarşamba

DENEME BİR İKİ

http://myspacetv.com/index.cfm?fuseaction=vids.individual&videoid=26746387



Dün akşam çok basit üye olduk ama sonrası filim yüklerken iyice gerildik.Yutubi bazen yok olup duruyor yedekte bir filim yayınlama sitemiz daha oldu.Biraz yavaş yüklüyor ama yutuptan daha kaliteli bence.Fakat yutubideki gibi linkini alamıyorum.Daha yeni başladık ben yapamamış olabilirim.Denemede eylül ayında çıkan oğulu yayınladım.Yeni filim sitemiz::))
burada


http://www.myspace.com/

BU YORUMLAR ARADA KAYNAMASIN,ÖZELLİKLE MEHMET YÜKSELİN YORUMLARINA DİKKAT EDİN.

Mehmet Yüksel.Ali abi güzel yazmışsın ben burdaki durumu kısaca anlatayım.Bizler 20 Temmuzda ikinci hasatı alırız,güneşin sıcasklığı her yer kuruttuğu icin Nektar akımı durur bu hadiseyle birlikte Ana Arının yumurta atması da durma noktasına gelir,Ana Arının yumurta atması icin ikinci hasattan sonra hemen kek vermeye başlıyoruz Ana arı da dışardan Nektar geldiğini sannediyor ve Yumurta atmaya devam ediyor bu attığı yumurtalarda bildiğimiz kış arıları oluyor.Kek verirken Su ihtiyaclarına da cok dikkat etmek lazım Arılara bol su veriyoruz.Keki birden bitiremedikleri icindeaz miktarlarda 2.5 kilo porsiyonlarla Ağustosun sonuna kadar Arılara yumurta attırıyoruz.Bu işlemi Şerbet ile yapılırsa cok az miktarlarda yapılması gerek iki günde bir yarım litre.Şerbet fazla verilirse en büyük hatalardan birisi olmuş oluyor cünkü bu sefer Ana Arı yumurta atacak yer bulamıyor haliyle kış Arıları da olmuyor.Ağustosun sonuna kadar yeterince kış arısı cıktıktansonra,Eylülün başında Şurublamaya başlıyorum iki günde bir 5 Litrebu sefer buldukları her yeri bal ile dolduruyorlar kış icin bal stogları da bitiyor bu işlemi her kovan icin 4 defa yapıyorum,Formik asid ilaclaması da bitince KoloniNisanın 15`ine kadar balı olmuş oluyor.Kısaca burdaki uygulamayı anlatmaya çalışdım.Selamlar.
8:42 PM

Ballı Baba dedi ki...
Ali kardeşim, senin bu kekte sorun var,arılarda değil. Hiç böylesini görmedim, yıllardır kek yapan ve kullanan birisiyim. Arıların yaratılışında israf olmaz. Tam tersine bize hayatın güzelliklerini öğretecek kadar özel yaratıklardırlar...
9:11 PM


Imker Mehmet Yüksel dedi ki...
Yukarda yanlış anlaşılma olmasın diye ek olarak yazayım.((((( bu sefer buldukları her yeri bal ile dolduruyorlar kış icin bal stoglama işlemleri de bitiyor.))))yeterince kışlık balları oluyor.Bu yazdıklarım Almanyadaki Arıcılar ve kendiuyguladığım yöntemler.Zaten bloglar Arıcı günlüğü gibiyazılıyor ben de kendi uyguladığımyöntemi yazıyorum.Yazı hatam varsa kusura bakmayın.
11:24 PM


Ali Türk dedi ki...
Mehmet'cim bizde yıl boyu toplasan 2,5 kilo besleme yapan yokki,sen bir seferlik porsiyon 2,5 kilo diyorsun.Yani işi bilmeyerek yaptıgımızı zaten belirtmiştim,sende nasıl ve neden kek verildigini izah etmişin.Zaten bizim için Almanyada arıcılık yapman büyük nimet.Oradaki bilimsel hale gelen uygulamaları bize aktarıyorsun sana ne kadar teşekür etsem azdır.


Selahattin abi bu kutuda böyle olabilir,kovanlardaki durumu bilmiyoruz.Abi birde arıcılarımız veriyor keki sonuçlarını izleyen yokki.Bir hafta sonra git kek bitmiş diyoruz,ben bu işi bir inceleyelim diyorum.İş arıların tavuk yedigine dönecek.Adam pişmiş tavuğu koyuyor kovana arıda parça parça atıyor,arıcıda bir kaç gün sonra bakıyor tavuk bitmiş,aaa arıları tavuğu yemiş diyenleri duyuyoruz.Kekte sorun yok bal benim balım,yalnız yapılan keklerin biraz beklemesi lazım diye düşünüyorum.Evde elimle yaptım gene aynısını yaptı bu kutu.Aynı kekin bir bölümünü daha sonra verdim yapmadı,yani havadan iş olsun diye yazmadım bunları,izlenimlerimi sizlerle paylaştım,konuyu izleyerek takip edersek daha iyi olur.Eğer böyle bir şey varsa büyük israf var,ben buna üzülüyorum,bir kilo kek ver bunun bir kısmı atılıyorsa yazık.

Not aşağıdaki habere yapılan yorumlardır.

22 Ocak 2008 Salı

ARILARIN KEKLE BESLENMESİ VE İSRAF VARMI?

Sabah saat sekize gelmeden çekilmiş bir resim.Gece atılacak parçalar musluğa bırakılmış.
Aşağıdaki yazıları sabak yazmıştım,bu resim saat 12 den sonra çekildi öğlenleyin.Hala güzelim kekleri atmaya devam ediyorlar.Acayip olan içerden bir şeyle çıkanlar şaha kalkar gibi yürüyüp,sonra uçması güzel görüntülere neden oldu.

Bu arıda şaha kalkanlardan,kıtlık görmediler atıyorlar bakalım.

Gene bu gün öğlen resimlerinden biri ayağında polenle gelen bir arı uçarken çekildi.
Öğlen resimlerinden.Buarad bir şey daha geldi aklıma onuda yazayım.Bence önemli bir detay.Kovanlara kek verdiğimiz zaman bu kadar inceleme imkanımız yok.Fakat bu kadarda onlar dışarı atmazlar diye düşünüyorum,nedenine gelince kalabalık kovanda belli bir ısı ve rutubet oluyor.Bu rutubet çıta üstündeki kekleri yumuşatıp eritebilir.Kutuda fazla bir nufus yok.
Öğlende hala temizlik ve polen işleri devam ediyordu.Birazda sulandırıp bal koydum ineklere gene soktular beni.50 kovan arıya bakım yapıyorum sokulmadan geri geliyorum,bu inekler beni yıldırdılar bu sıra.

Balkona koymuş olduğum küçük kutu bayağı gözlem yapmama sebep oldu.Kek bizde çok yaygın,bunun nedeni de biz bu işleri bilmediğimizden kaynaklanıyor.Biri bir ürünü üretip satmak için elinden gelen çabaları gösteriyor.Yurt dışından bir örnek vermek istiyorum.Mehmet Yüksel'e soruyoruz siz kek verirmisiniz arılarınıza,derki sadece bal hasadında veriyoruz,arı strese girmesin diye diyor.Buradan da anladığıma göre arıyı oyalamak için kek veriliyor.Kışa girmeden varroa mücadelesini bitirip arılarımızın balı yoksa,15-20 kilo koyu şurup yüklemesi yapıp arıyı sıkıştırıp kışa girmeli ve bir daha bahara kadarda kovanlara el vurmamalı derim.Mehmet Yüksel böyle yapıyor Alman arıcılarda böyle yapıyorlarmış.
Şimdi bizim yöntemlere dönersek kimin ne yaptığı belli değil.Herkes kafasına göre bir işi bilerek veya bilmeyerek uyguluyor.Balkondaki kutuya kek veriyorum ve devamlı sabah öğlen ve akşam bakıyorum ne yapıyor bunlar diye.Sabah erkenden gene biraz evvel musluğun resmini çektim,iki gün önce gene çektim,daha önce atılan şekerleri çekmiştim ve yayınlamıştım .Son çekilen resimleri akşama veya öğlen müsait olursa yemekte atarım.Arı gece kekleri kopartıp dışarı artıyor,elimle eziyorum dağılıyor,öğlen bakarsanız bu resmi bulamazsınız,çünkü uçuş başladı mı kovandan giden arı musluktan bir parça alır ve uzağa atar.Bunu geçen sene Şile'de tespit ettim,arı gece atılacak parçaları musluğa getirip bırakıyor,sabah iş başladığında giden bir parça alarak uzağa atıyor.
Asıl anlatmak istediğim verdiğimiz keklerin arı tamamını tüketemiyor.Bir ara kovan örtü tahtasına konan kutularda veriyordum kovan içindeki rutubet kutuya çıkıyordu,o zaman arıların keki tüketmesi daha kolay oluyor,rutubet şekeri eritiyor,bal kısa sürede şekeri eritemediğini tespit ettim.Kek çok önceden yapılırsa o zaman sorun olmuyor şekerler tamamen eriyor.Şimdi arıların musluğa attıkları parçaların üstüne çok az sular damlatıyorum,kutuyuda rahatsız ediyorumki musluğa gelsinler.Bir kakıyorum atıkları parçaları yalayıp bitirip içeri götürüyorlar.
Burada şunu hatırlatayım,gözlemlerimde donmuş bal verdim hiç atık olmadı,ama gene de iyice incelenmeli.
Şimdi son bir kaç günün haberlerine geri dönersek ne yapacağız.Ben ocak ayında kek verdim,neden verdim kovan içindeki bal durumunu tam bilmiyordum,bazıları tehlike sınırına gelmişler,bazılarının balı vardı ama burada şalkım diye bir şey bu senede olmadı diyebilirim.Arılar salkıma girseler bile,gündüzleri çoğunlukla bozdular.Arılarınızı açlıktan öldürmek isterseniz kek vermeyin.Keki niçin verdik aç kalıp ölmesinler diye,hemen bulundukları çıtanın üzerine koyduk ki hemen ulaşabilsinler.Bence bu mevsimde şurup vermek daha çok arıyı hareketlendirir.Şimdiye kadar ne zaman şurup verdiysem arı dışarı uçuşa çıktı.Siz de deneyin hep aynısını göreceksiniz.Kek verdiğinizde arı kendini dışarı vurmuyor.Su ihtiyacı olursa da gider suyunu alır gelir burası Sivas değil ki.Bir kaç gün hariç arılarımız kış boyu 6-7-8-9 derecede yaşadılar.Benim gözlemlerim bu bölge içindir.Artık arıcılıkta genel bilgileri de bırakacağız gibi geliyor.Her yerin kendine göre kuralları olmalı iye düşünüyorum,bana göre iyi ve doğru olan,başka bir bölgede kötü ve yanlış olabiliyor.
Yani şunu anlatmak istiyorum,örnek Bir Prof.Arıların beslenmesi ve kışı nasıl geçireceğini anlatıyorsa,her bölgeye göre analizler yapmalı genellerse bana göre çuvallar.Benim arılarım salkıma bile girmedi,daha Erzurum’daki arı 2 ay salkımda kalacak,bizimkiler polen getirip yavru atmaya bile başladılar.Akdeniz ve Ege bölgelerinde kış hiç olmaz,durumları benim bulunduğum yerden daha sıcaktır.Ama iyiye doğru gidiyoruz,bir sürü arkadaşımız akademisyen gibi araştırma yapıyor,gözlemlerini paylaşıyor,bunun sonuçlarını toplarsak üniversitelerin yapamadıklarını yapıyoruz gibime geliyor.
Not.Katı beslemelerde bence verilen yiyecekler israf ediliyor.Bunu bu gözle incelerseniz görürsünüz.Yoksa keki arıya ver bir hafta sonra git ooo arılar keki yiyip bitirmişler dersiniz?