22 Şubat 2008 Cuma

NE KADARDA ZOR OLSA ARICILIĞIMIZ GELİŞİYOR,TAKOZLAR OLSADA.

http://members.aol.com/queenb95/catalog.html#anchor2391365

Bu sayfada anaarıların ırklara göre sanki perpormansları anlatılıyor gibi.Neden bizimkiler böyle çalışma yapıp bir yerlerde yayınlamazki beni böyle anlamadıgım yazılara mal mal baktırıyorlar anlamadım gitti.Gerçi bizim bilim adamlarının yazdıklarınıda gördüm bazı yerlerde kendilerinden bir şey eklemek yok.Kitabın arkasında bir sayfa şundan şundan istifade veya faydalandım diye çeviri yaptıkları yabancı bilim adamlarının isimleri ve eserleri yazar.Bizimkilerde yaptıkları çevirilerinden anladığım kadarıyla dört köşe oluyorlar,utanmadan bir sayfa yabancı isim eser adı yazdıklarına göre.


Bu resim aşagıdaki linkin son resmi.Burada benim anladığım kadarıyla seleksiyon yapılıyor istenilen ırk veya istenilen bir hat oluşturuyorlar.Grafikler basit gibi geliyor ama okuduğum yazıların bu işin zorlugunu anlatıyordu.İki senne önce bayağı iştahlı bir şekilde suni döllemeye meraklandım.İlk etapta her şey çok basit geliyordu,bunu ilk yapanlar 1930 lu yıllarda yaptıklarına göre bende şimdi kendi imkanlarımla yaparım diyordum.Bu konuda bazı bilgileri okumaya başladım iş iyice karıştı ve bir ekip işi oldugu orataya çıktı.bu çalımalarda bir genetikçeye ihtiyaç var.Sperm almak için bile yetiştirilen erkek arılar başlı başına bir takvim istiyor.Bazı imkansızlıklar ve zorluklar birde bu işi kafamda bitirdi.Birde bildigim bir ünüversitede süni döllemeyi başaramamış olmaları işin zorlugunu daha iyi açıklıyor ama.? Ben o ünüversitede olsaydım üstesinden gelirdim,ünüversitede suni döllemeyi yapan kişiyle konuştum,zaten adamda bir heves bir istek göremedim,tuttugunu koparacak biri degildi bana göre.Böylemi olmalı başarısız olmak insanı kahretmesi lazım.Başkaları yapıyorsa oda yapmalıydı.Ama bakıyorsun yenilgiyi kabul etmiş gibi hali vardı.Sonuca gelecek olursak ben veya benim gibiler doğal ayıklama yapmalı,kötüleri yok edip,iyileri çogaltmaya devam etmeliyiz.


NOT.İnsan genede merak ediyor neler yapmışlar diye.Şu anda seleksiyonla ilgili sayfayı 4 arkadaşımız çeviri yapıyorlar.Basit bir işde olabilir,umut fakirin ekmeğiymiş,neden olmasınki.?

Bu sitede o kadar birbirine geçiş varki.Bir giriyorum girdigim site başka bilgi olan yer başka.aşagıdaki linkteki yerlerle bu linkler aynımı anlamadım gitti.Ben alttaki linkten bu sayfalara ulaştım.

5 yorum:

muratakın dedi ki...

Sayın Ali Türk:
Bilimsel ağırlıklı dipsiz kuyuya el atmışsın sonucun işe yarayacağını düşünüyorum . başarılar dilerim.

Ali Türk dedi ki...

Abi lafa geldimi kovan sayı bilmem ne sıralamada dünya üçüncüsün ortada hiç bir şey yok.Yazık yani üzülüyorum bu kadar arıcılık ünvanlı kişiler var,ne bir aratırmaları ne bir geliştirmeleri var.Yav bu diplomaları bunlar ne yapıyor onu anlamıyorum.Argo konuşmak geliyor içimden ama olmayacak.Bak adamlar neler yapmışlar birde bunu dünyaya açmışlar.Bizdede bir kaç forum ve bloglar var arıcılık üzerine yapılanlar.Bilimsel çalışmaları bizmi yapacağız.Yada imkan tanısınlar biz yapalım.Bizim arı bilimciler için yüz karası durum var ortada.Kim ne yapmış koskoca bir hiç ten başka bir şey yok.Birileride bir şeyler yapıyorum diyorsa başka yerlerden kesin kopya çekiyor.

muratakın dedi ki...

Sayın Ali Türk:
Günlük mesainizin çoğunu arıcılığa ayırmışsınız size özeniyorum.şartlar uygun olsada size yardım edebilsem.
verdiğin adresteki siteyi biraz inceledim. haksızlık etme 1 tane türke rastladım (O.Kaftanoğlu)adını gördüm.
Ama kıytırık bir ülkeden bile kimbilir kaçtane isim vardır.
Kovan sayımızla övündük, her yıl 65 - 85 bin ton bal ürettiğimiz söylendi gerçek geçen yıl ortaya çıktı bal tüccarları tarafından her yıl 40 bin ton üretiyoruz deniliverdi.
Yani biz yapılması gerekeni yapmıyoruz sonunda kafamızı vuracak taş aramayız inşallah.
Saygılar.

Ali Türk dedi ki...

Abi nerede bana ülkemizden bir kaynak göstersene.En eski kaynagımız TKV dir düne kadar sitesinde resim yoktu.Halada yetersiz.Benim üzüldüğüm arı üzerinden ünvan alanlar var bunların icraatları.Hani bunlar bir araya gelip bir deney veya bir iş yapmazlarmı.Hep kopya çekmeye devammı edecegiz.Vakit konusunda Akşam oldumu bilgisayar bana ait yatana kadar.Merakta var ne yapayımki.Her akşam 5-6 saat başındayım.Güzdüzde girip çıkma durumu var iş yeride.

Murat Çakır dedi ki...

Yazıdaki grafik şekiller arı ıslahından daha çok, Lise yıllarımızdaki biyoloji dersinden hatırlayabileğimiz Mendel Kanunları vardı.oradaki çapraz dölleme olayını anlatıyor. Mendel akşam sefası çiçekleriyle yapıyordu. Burada çiçek yerine arı konulmuş.

Bu genetiğin en temel kanunu. Bazı özellikler diğer özelliklere göre baskın oluyor. Mesela esmer olmak sarışın olmaya baskın bir özellikse, 1 esmer ile sarışın evlendiğinde çocukları daha çok esmer oluyor. Grafikler bu temel bilgiyi anlatıyor.

Genetik apayrı bir bilim dalı ve öğrenilmeyecek bir şey değil.

Fakat ıslah olayı çok ayrıntılı bir program üzerinde çok sabırlı çalışmayı gerektiriyor.

Bu programın uygulanacağı şartları oluşturmak ve 5 sene başka hiçbir şeyle ilgilenmeden bu işi yapabilmek gerekiyor.

Türkiyede ne resmi ne de özel sektörde uzun vadeli projeler yapabilme geleneği olmadığı için bu işlere el atan olmuyor.

Aslında üniversitelerin genetikle ya da arı ile uğraşan bölümlerinde bu bilgi teorik olarak öğretiliyor.

Fakat herşeyin günü birlik olarak yaşandığı, 5 sene sonrayı kimsenin düşünemediği şartlar altında bu işe kimse soyunmuyor.

Mesela Doç. Dr. Ahmet Güler'in 19 Mayıs Üniversitesi Ziraat Fakültesi için hazırladığı BALARISI isimli ders kitabında, Arı Islahı konusunda 4-5 değişik yöntem genetik formülleriyle anlatılmış.

Ben doğal olarak o formüllerden bişey anlamadım ama liseye giden kızım anlıyor.

Ders kitabında uzun uzadıya bir bölüm olarak anlatıldığına göre, aslında bu işler ziraat fakültelerinde bile teorik olarak öğretiliyor.

Ama izole bir bölgede, belli bir sayıda koloni ile, sürekli olarak en ince ayrıntısına kadar kayıt tutarak, bu kayıtları genetik biliminin kurallarına göre değerlendirip, seçme yaparak, genetik özelliği zengin bireyleri çapraz dölleyip daha verimli bir sonuca ulaşmak ve bu çalışmanın sonuçlarını 5 yıl sonunda alabilmeyi başaracak bir yapı henüz ülkemizde oluşmadı.